Ana içeriğe atla

O muazzam saksı*

(1)
Şimdiki İspanya sınırları içindeki bir mağaranın duvarında 41 bin sene önceki atalarımızın bugüne gönderdiği, el şeklinde bir “buradayız” mesajı var (yukarıdaki fotoğraf). Mesajı verenler, toprağı sulandırarak elde ettikleri bir boyayı ağızlarına doldurup duvara dayadıkları elleri üzerine püskürterek “yazmışlar”.

NASA, 1970'lerde altın bir plağa 6 saatlik ses kaydı yaptı. Bu kayıtta müzik eserleri ve dünyadaki yaşama dair temel bilgiler yer alıyordu. Bu plak, Da Vinci'nin insan anatomisi resimleri gibi görsellerle birlikte bir uzay aracına yerleştirildi ve araç 1977'de uzaya fırlatıldı. Daha sonra benzer şekilde iki araç daha tasarlayıp uzaya fırlattık. Bu araçları fırlatacağımız saniyeyi bile hesapladık ki yolu üzerindeki gezegenler hem yakından gözlemlenebilsin hem de o gezegenlerin kütle çekimleri araçlarımıza fazladan ivme kazandırsın, araçlar mümkün olduğunca uzaklara gitsin. Bu kozmik atış yolunun 176 senede bir açıldığını hesaplayarak yaptık bunu.

"Voyager" (yani seyyah) adını taşıyan ilk araç 2011'de Güneş'ten 18 milyar km uzaklıktaydı. Şu anda Güneş Sistemi'ni terk etmiş durumda (2013 itibariyle). Yıldızlar arası alan diye tabir edilen bir yere vardığı düşünülüyor. Burası, İspanya'daki mağarada görünen insan elinin değdiği en uzak nokta şimdilik. Bu uzaklık nedeniyle Voyager'la bağlantımız da -aynen tahmin ettiğimiz gibi- gidip geliyor. Saniyede 2 km hızla yoluna devam ettiğini düşünüyoruz (bu hız beyin nöronlarının iletim hızının yaklaşık 17 katı). Mesajın ulaşacağı birileri vardır belki diye uzaklaşıyor. Tıpkı 41 bin sene evvel yaptığımız gibi. Aracımızın 2020'ye kadar kendini yönlendireceği bir gücü ve planı var. Sonrası tekrar bir süre karanlık kalacak, belki bir 41 bin sene daha. Kim bilir.

Bahsettiğim altın plakta neredeyse tüm Dünya dillerinde mesajlar var. Bu dillerden biri de Türkçe: https://voyager.jpl.nasa.gov/assets/audio/golden-record/turkish.au

* Yıldız, T. (2014). O muazzam saksı. Altüst, 13, 44-46. (.PDF)
Ayrıca Gazete Duvar'da yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Psikolojiye giriş I* (Kitap)

Önsöz Bu kitap, modern psikolojinin temel kavramlarını ve yaklaşımlarını ele alarak, psikolojiye yeni adım atan öğrenciler ve konuyla ilgilenen tüm okuyucular için anlaşılır ve kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır. "Psikolojiye Giriş" adlı bu eser, psikoloji biliminin geniş yelpazesi içinde yer alan temel konuları özenle seçerek, okuyuculara hem teorik hem de pratik bilgilerle donanmış bir başlangıç noktası sunar. Kitabın içeriği, psikolojinin tarihsel gelişiminden başlayarak, insan davranışını ve zihinsel süreçleri inceleyen çeşitli psikolojik yaklaşımlara kadar geniş bir kapsamı içermektedir. Bilimsel yöntemler, bilişsel süreçler, öğrenme, algı, güdülenme, kişilik, gelişim ve ruh sağlığı gibi temel konular, sade ve anlaşılır bir dille ele alınmıştır. Her bölüm, öğrencilerin ve okuyucuların konuları doğru anlamalarını sağlayacak şekilde yapılandırılmış, aynı zamanda akademik olarak sağlam ve çağdaş temellere dayanan bilgilerle desteklenmiştir. Bu kitabı hazırlarken en ...

Gelişimsel psikolojiye ilk bakış* (Video)

Bu bölümde; gelişimsel süreçler, gelişimsel değişme ile ilgili temel kavramları ve yaşam boyu gelişim anlayışının temel ilkelerini ve nasıl araştırılması gerektiği konusunu gözden geçireceğiz. Ayrıca gelişimsel psikolojinin tarihini ele alacağız. * Yıldız, T. (2024). Gelişimsel psikolojiye ilk bakış. S. Karakelle ve T. Yıldız (Ed.),  Gelişim Psikolojisi  (s.1-25) içinde. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları. ( .PDF )

Bilimsel teori, yasa ve hipotez nedir?*

“Adso, her şeyin cevabını bilseydim, Paris’te ilahiyat öğretiyor olurdum.” William of Baskerville, Gülün Adı “Bir şey teoriyse hakikat değildir” diye yaygın bir küçümseme ifadesi var. Bu ifade, son günlerde yeniden alevlenen “avam evrimcilik-yaratılışçılık” atışmasında yine dillere pelesenk edildi. Aslında tespit doğru ama niyet edildiği manada değil. Önce şunu açıkça belirtmekte fayda var: Biliminsanları, hakikate doğrudan ulaşmanın değil, hakikate yaklaşmanın mümkün olduğunu düşünürler. Evet, özellikle modern bilim, her şeyin bilinebileceğini umar ancak bu yolla hakikate yaklaşmanın sonsuz bir çaba olacağını da bilir. Hakikati bilmeye çalışırken, her zaman bilmediğimiz şeyler karşımıza çıkacaktır. O yüzden bu yol bitmez. İşin felsefesi bu. Teori nedir ne değildir, bunu açıklamaya geçmeden evvel yine dillere pelesenk edilen başka bir kalıp ifadeyi daha analım: "Teori kanıtlanırsa yasa olur." Bilimde böyle bir şey yok. Kim uydurmuşsa artık. Teori, kanıt ve yasanı...