Ana içeriğe atla

Saussure’den Bakhtin’e dil-kültür ilişkisi: “Tümü kapsayıcı olgu”*

Özet
Bu makalenin amacı, XX. yüzyılda çok yönlü bir şekilde sürdürülmüş olan tartışmalar bağlamında Saussure’den Bakhtin’e dil-insan-kültür ilişkisine yaklaşımları okuyucuya tanıtmaktır. Makalede birçok çağdaş filozof ve bilim insanının dil hakkındaki görüşlerinin Antropolog Mauss’un “tümü kapsayıcı olgu” kavramlaştırmasına uygunluğu gösterilmeye çalışılmış, dil olgusuna bireysel yaklaşımın önde gelen kuramcısı olan Saussure ise bu bağlamda eleştirel bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Sonuç olarak, farklı alanlardan kuramcıların dil olgusunu bireysel olmaktan çok kültürel bir olgu olarak değerlendirmiş oldukları ortaya koyulmuştur. Bu çerçevede, Bakhtin ve Vygotsky’nin bu tartışmaya olan özgün katkıları yeniden değerlendirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Dil, kültür, konuşma, diyaloji, Saussure, Vygotsky, Bakhtin.

The relationship between language and culture from Saussure to Bakhtin: “total social fact”

Abstract
The purpose of the article was to introduce the approaches to the relations among language, human and culture, from Saussure to Bakhtin, to the readers within the context of the sophisticatedly sustained debates in the XX. century. In the article, it was sought to indicate that standpoints of numerous modern philosophers and scientists about language suit the conceptualization of “total social fact” of Anthropologist Mauss, and the leading theorist of individualistic approach to the language, Saussure, was reviewed from a critical viewpoint in this regard. In conclusion, it was claimed that theorists from different areas have tackled the language as a cultural phenomenon rather than an individual one. Within this framework, the original contributions of Bakhtin and Vygotsky to the debates were reevaluated.
Keywords: Language, culture, speech, dialogic, Saussure, Vygotsky, Bakhin.

* Yıldız, T. (2014). Saussure’den Bakhtin’e dil-kültür ilişkisi: “Tümü kapsayıcı olgu.” İdil Sanat ve Dil Dergisi, 3 (11), 115-136. (.PDF)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Psikolojiye giriş I* (Kitap)

Önsöz Bu kitap, modern psikolojinin temel kavramlarını ve yaklaşımlarını ele alarak, psikolojiye yeni adım atan öğrenciler ve konuyla ilgilenen tüm okuyucular için anlaşılır ve kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır. "Psikolojiye Giriş" adlı bu eser, psikoloji biliminin geniş yelpazesi içinde yer alan temel konuları özenle seçerek, okuyuculara hem teorik hem de pratik bilgilerle donanmış bir başlangıç noktası sunar. Kitabın içeriği, psikolojinin tarihsel gelişiminden başlayarak, insan davranışını ve zihinsel süreçleri inceleyen çeşitli psikolojik yaklaşımlara kadar geniş bir kapsamı içermektedir. Bilimsel yöntemler, bilişsel süreçler, öğrenme, algı, güdülenme, kişilik, gelişim ve ruh sağlığı gibi temel konular, sade ve anlaşılır bir dille ele alınmıştır. Her bölüm, öğrencilerin ve okuyucuların konuları doğru anlamalarını sağlayacak şekilde yapılandırılmış, aynı zamanda akademik olarak sağlam ve çağdaş temellere dayanan bilgilerle desteklenmiştir. Bu kitabı hazırlarken en ...

Gelişimsel psikolojiye ilk bakış* (Video)

Bu bölümde; gelişimsel süreçler, gelişimsel değişme ile ilgili temel kavramları ve yaşam boyu gelişim anlayışının temel ilkelerini ve nasıl araştırılması gerektiği konusunu gözden geçireceğiz. Ayrıca gelişimsel psikolojinin tarihini ele alacağız. * Yıldız, T. (2024). Gelişimsel psikolojiye ilk bakış. S. Karakelle ve T. Yıldız (Ed.),  Gelişim Psikolojisi  (s.1-25) içinde. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları. ( .PDF )

Bilimsel teori, yasa ve hipotez nedir?*

“Adso, her şeyin cevabını bilseydim, Paris’te ilahiyat öğretiyor olurdum.” William of Baskerville, Gülün Adı “Bir şey teoriyse hakikat değildir” diye yaygın bir küçümseme ifadesi var. Bu ifade, son günlerde yeniden alevlenen “avam evrimcilik-yaratılışçılık” atışmasında yine dillere pelesenk edildi. Aslında tespit doğru ama niyet edildiği manada değil. Önce şunu açıkça belirtmekte fayda var: Biliminsanları, hakikate doğrudan ulaşmanın değil, hakikate yaklaşmanın mümkün olduğunu düşünürler. Evet, özellikle modern bilim, her şeyin bilinebileceğini umar ancak bu yolla hakikate yaklaşmanın sonsuz bir çaba olacağını da bilir. Hakikati bilmeye çalışırken, her zaman bilmediğimiz şeyler karşımıza çıkacaktır. O yüzden bu yol bitmez. İşin felsefesi bu. Teori nedir ne değildir, bunu açıklamaya geçmeden evvel yine dillere pelesenk edilen başka bir kalıp ifadeyi daha analım: "Teori kanıtlanırsa yasa olur." Bilimde böyle bir şey yok. Kim uydurmuşsa artık. Teori, kanıt ve yasanı...