Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Modern arzuların tatlı yüzü: Dubai çikolatası ve lüks psikolojisi*

Bir çikolata parçasının ardında yatan psikolojik dinamikleri anlamak, insanın haz, statü ve kimlik arayışını keşfetmek demektir. Çikolatanın tarihi, Orta Amerika uygarlıklarından bugüne, tatmin arayışının ve zevkin peşinden giden insanlık deneyimiyle iç içe geçmiştir. Ancak bu tatmin, Dubai gibi modern metropollerde yeni bir anlam kazanır. Altın varaklarla süslenmiş, kristal vitrinlerde sergilenen Dubai çikolatası, yalnızca lezzetli bir tatlı değil, ihtişamı ve lüksü sembolize eden bir gösteri nesnesi haline gelmiştir. Peki, bu kadar pahalı ve gösterişli bir çikolata, neden küresel tüketici zihninde bu denli cazip hale gelir? Dubai çikolatasının ördüğü bu büyülü ağın ardındaki psikolojik süreçlere odaklanarak, modern arzuların nasıl şekillendi(ril)ğini anlamaya çalışacağız. * Yıldız, T. (2013). Modern arzuların tatlı yüzü: Dubai çikolatası ve lüks psikolojisi. Nihayet , 120, 30-36. ( .PDF )
En son yayınlar

Psikolojiye giriş I* (Kitap)

Önsöz Bu kitap, modern psikolojinin temel kavramlarını ve yaklaşımlarını ele alarak, psikolojiye yeni adım atan öğrenciler ve konuyla ilgilenen tüm okuyucular için anlaşılır ve kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır. "Psikolojiye Giriş" adlı bu eser, psikoloji biliminin geniş yelpazesi içinde yer alan temel konuları özenle seçerek, okuyuculara hem teorik hem de pratik bilgilerle donanmış bir başlangıç noktası sunar. Kitabın içeriği, psikolojinin tarihsel gelişiminden başlayarak, insan davranışını ve zihinsel süreçleri inceleyen çeşitli psikolojik yaklaşımlara kadar geniş bir kapsamı içermektedir. Bilimsel yöntemler, bilişsel süreçler, öğrenme, algı, güdülenme, kişilik, gelişim ve ruh sağlığı gibi temel konular, sade ve anlaşılır bir dille ele alınmıştır. Her bölüm, öğrencilerin ve okuyucuların konuları doğru anlamalarını sağlayacak şekilde yapılandırılmış, aynı zamanda akademik olarak sağlam ve çağdaş temellere dayanan bilgilerle desteklenmiştir. Bu kitabı hazırlarken en ...

Türk psikolojisinin unuttuğu bir Gestalt psikoloğu: Mümtaz Turhan*

1950'li yıllardan itibaren İstanbul Üniversitesi Psikoloji ve Antropoloji bölümlerinin kurucularından biri olarak öne çıkan Mümtaz Turhan (1908-69), Türk sosyal bilimlerine özgün bir araştırma ve yaklaşım kimliği kazandırmıştır (ayrıntılı biyografik bilgi için bkz. Özakpınar, 2012). Günümüzde, öncelikle sosyoloji olmak üzere, Türk sosyal bilimlerinin çeşitli alanlarında adı sıkça anılmakta ve eserleri yeni tartışmalara ilham kaynağı olmaktadır. Turhan'ın mirası, psikolojinin özellikle sosyal ve kültürel konulara ilişkin yönlerinde devam eden tartışmalarda hala önemli bir etkiye sahiptir. Ancak, günümüzde Turhan'ın Türk psikoloji akademisiyle olan teması ve devamlılık ilişkisi, ne yazık ki, zayıf bir noktada bulunmaktadır. Bu bağlamda, Turhan'ın etkisi ve katkıları hala geçerli olsa da, aktif bir bağ kurma ve devamlılık sağlama konusunda belirgin bir eksiklik gözlemlenmektedir. Turhan'ın çalışmalarının hatırlanması ve yeniden ele alınması büyük önem taşımaktadır. Eli...

Nihayet Dergi ile röportajımız*

Güvende ve Ait Olamama Durumumuzla İlgili Bir Kriz: Dikkat Eksikliği "Son yıllarda bir şeylere odaklanmakta zorlandığınızı fark etmişsinizdir. Bir işin başından defalarca kalkmış, elinizdeki kitabı birkaç sayfa okuyup bırakmış ama sosyal medyada hiç sıkılmadan saatler geçirmiş olabilirsiniz. Sadece siz değil etrafınızdaki pek çok kişi ve elbette biz de aynı dertten mustaribiz. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Dr. Tolga Yıldız ile hepimizin hayatını işgal eden bu dikkat eksikliğinin hastalık olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğundan farkını, dikkatimizin kimler tarafından çalındığını, bireysel ve örgütsel olarak neler yapabileceğimizi konuştuk." * Röportaj için lütfen  tıklayınız .

Gelişimsel psikolojiye ilk bakış* (Video)

Bu bölümde; gelişimsel süreçler, gelişimsel değişme ile ilgili temel kavramları ve yaşam boyu gelişim anlayışının temel ilkelerini ve nasıl araştırılması gerektiği konusunu gözden geçireceğiz. Ayrıca gelişimsel psikolojinin tarihini ele alacağız. * Yıldız, T. (2024). Gelişimsel psikolojiye ilk bakış. S. Karakelle ve T. Yıldız (Ed.),  Gelişim Psikolojisi  (s.1-25) içinde. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları. ( .PDF )

Modern bir "yeniden kurucu" mit denemesi: Kemal Tahir edebiyatı ve onun gelişimsel psikolojisi*

Bu metinle muradım ne edebiyat teorisi ne de analizi yapmak. Amacım, dil meselesine kısmen özgün bir gelişimsel psikolojik çerçeve önermek ve bu çerçeveyi Kemal Tahir örneği ile doldurmak; bu vesileyle XX. asrın büyük toplumcu yazarlarından birini yeni yüzyılda psikolojik bir perspektiften tekrar tartışmaya açmaktır. Burada tüm Tahir eserleri arasındaki ilişkileri ve yarattığı kurgusal bütünlüğü çağdaş bir mit denemesi olarak okumayı öneriyorum. Çünkü Tahir’in bizim “biz kimiz, burası neresi ve burada ne işimiz var” gibi varoluş sorularımıza bizimle birlikte yeniden cevap üretmeye çalışarak aslında bize önderlikten ziyade yoldaşlık etmeye soyunduğunu düşünüyorum. Bu niyetle hikâyeden zihniyete ve oradan zihne bir yolculuk yapmayı teklif ediyorum. 1950 tarihli uzun hikâyesi “Kondurma Siyaseti”ne bakarak, Tahir vesilesiyle, evrenselci psikolojinin içine kapalı bir enformatik neden (girdi) ve sonuç (çıktı) mekanizması yerine, yaşayan ve kalabalık bir sürecin susmayan ifadesi olarak, zaman...

Dijital teknoloji bağlamında insan ve öğrenmesinin psikolojisi üzerine*

Bu metni nerede okuduğunuzu bilmem imkansız ama şundan eminim: Evinizde, parkta, kütüphanede, okulda, arabada, uçakta, gemide, her neredeyseniz, çevrenizi elektrik enerjisi taşıyan kablolar sarmış durumda. Hatta bazıları ışık iletiyor. Çevrenizdeki makineler bu enerjiyle çalışıyor. Çoğumuz, çalışırken, eğlenirken, öğrenirken bu makinelerden bazılarıyla doğrudan ve/ya devamlı olarak temas halindeyiz. Evet, bilgisayarlar, ekranlar, dolayısıyla çipler her yerde. Bugün yeni doğanların ilk gördüğü şeylerden biri doğumhanelerdeki bilgisayarlar ile saniyede onlarca defa yanıp sönen milyonlarca minik renkli ampulden oluşan ekranları. Bugün bebekler, daha anne karnındayken, doğal sesler kadar hoparlörler tarafından oluşturulan sesleri de duyuyor; doğrudan bir müzik aletinden gelen seslerden çok, genellikle bir telefon ya da televizyondan gelen seslerle ilk müzik deneyimini yaşıyor. Birkaç kuşaktır insanlar, makinelerin domine ettiği bu çevreye daha doğmadan maruz kalmaya başlıyor. Hepimiz her a...